KIZ ARKADAŞIM 9 KUYRUKLU BİR TİLKİ | DİZİDEN KESİTLER [KİTAPLA MOLA BLOG TUR]

3 May 2017



Herkese merhaba!

@kitapla_mola blog tur ekibi olarak bu sefer de en sevilen kore dramalarından My Girlfriend is a Gumiho'nun dilimize çevrilen kitabı Kız Arkadaşım 9 Kuyruklu Bir Tilki'yi okuyoruz.

Hem de severek okuyoruz diye belirtmeme gerek var mı bilmiyorum. Ekipteki herkes Uzakdoğu Dizi/Film sever olduğundan nomu nomu ile kalbimizi çalan Miho'yu bilmeyen yok. Haliyle kitap da çok ama çok eğlenceli!

Dolu dolu bir tur ile ilerlerken biz, bugün sizlere diziden ve kitapla paralel ilerleyen üç sahne getirdim. En sevdiklerimizden. <3

Diziyi bilmeyenler için My Girlfriens is a Gumiho ismiyle 16 bölümlük bir kore draması olduğunu belirteyim. Fantastik, dram ve komedi öğeleri üzerine çekilmiş ve izlenmesi gereken bir yapıt.

Kitaba gelirsek de şöyle bir tanıtım bülteni ekleyeyim. Kitabımız iki kitap şeklinde olacak ve birinci kitabın bittiği yerden ikini kitap başlayacak. Umarım Olimpos Yayınları bizi çok bekletmez. 








Medya Cinsi : Ciltli

Hamur Tipi : 2. Hamur

Sayfa Sayısı : 360
Ebat : 14x21
İlk Baskı Yılı : 2017
Baskı Sayısı : 1. Basım
Sipariş için: D&R


Dünyaca ünlü Kore draması My Girlfriend is a Gumiho’nun romanı şimdi Türkiye’de 500 yıl sonra hapis hayatından kurtulan inanılmaz güzellikteki Dokuz Kuyruklu Tilki ile sorumluluk sahibi olmaktan yoksun dublör adayı Cha Dae Woong'un romantik-komedi tadındaki hikâyesi...Samsingak Tapınağı'ndaki resme hapsedilmiş olan Dokuz Kuyruklu Tilki'nin mührünü farkındolmadan kıran Cha Dae Woong, dağın derinliklerindeki bir uçurumdan yuvarlanıp ciddi bir şekilde yaralanır. Hapsedildiği resimden kurtulan Gumiho, değerli tilki boncuğunu Dae Woong'a vererek onun hayatını kurtarır.Fakat efsaneye göre insanların ciğerini yiyen Dokuz Kuyruklu Tilki'nin kendisini öldüreceğine inanan Dae Woong ondan kurtulmanın yollarını ararken ikisi için de efsanedeki gibi gerçekleşmesi mümkün olmayan bir aşk başlar..





İlk sahnemiz; 
"Ben bir Gumiho'yum." ile başlıyoruz.

İşte kitaptan kısa bir kesit. 

____________________

İLK SAHNEMİZ: DOKUZ KUYRUKLU TİLKİ <3



"Sen harikasın."
"Ben Dokuz Kuyruklu Tilki'yim demiştim."

Bu sefer hiçbir şey karşı çıkmayarak sessizce boğazındaki kurumuş tükürüğünü yutkundu.
"Birazdan ay çıkar. Ay çıktığında göstereceğim demiştim."
"Ay?"
Dea Woong, pencere tarafına başını kaldırdı. Pencerenin dışında bulutların arasında gömülmüş ay yavaşça kendini gösterdi. Uzun bir süre aya bakıp, yavaşça Miho'nun olduğu tarafa doğru bakışların ıçevirdi. O anda çok şaşırdığı için ağzı açılmadı bile. Miho'nun arkasında mavi alev topu gibi parlak bir şekilde açılmış şey kesinlikle kuyruktu. Bir tane, iki tane, üç tane, dört tane, beş tane, altı tane, yedi tane, sekiz tane, dokuz tane...
"Gerçekten kuyruğun dokuz tane."
Güçlükle konuştuğunda Miho tabii ki der gibi bir bakışla Dea Woong'a baktı.
"Çünkü ben Dokuz Kuyruklu Tilki'yim."


____________________

İKİNCİ SAHNEMİZ: HOI HOI



"Öyleyse arkadaş olalım mı?"
Miho şaşkın yüzle Dea Woong'a baktı.
"Arkadaş?"

"Evet, arkadaş."
"İnsan bile değilim ama arkadaş olabilir miyim?"
"Neden olamayasın? Duygularımız uyuşursa olursun. Irkları da aşan, ülkeleri de aşan şey dostluktur. Uzaylı E.T ile yeşil renkli Dulri de arkadaş olabiliyorlarsa benim arkadaşım Dokuz Kuyruklu Tilki neden olmasın?"

"Onlar nasıl arkadaş oldu?"
Ciddi bir ifade ile soran Miho'ya iyi bir cevap vermesi gerekiyordu fakat doğal olarak aklına gelmedi.
"Şey..."
Uzun süre lafı geveledikten sonra bilemedi, sonra lafları ağzında dolandırıp sol ve sağ elinin işaret parmağını birleştirdi.
"Böyle yapıp 'Hoi Hoi' dersen arkadaş olmuş oluruz."
Miho, Dea Woong'un parmalarının şekline dikkatlice bakarak olduğu gibi aynısını yaptı. 

"Hoi Hoi?"
"Evet, böyle dokun."
Miho'nun ciddi tepkisiyle güç toplayan Dea Woong, Mih'nun işaret parmağını tutarak kendi işaret parmağıyla birleştirdi.
"Hoi Hoi."
"Hoi Hoi."
"Biz artık arkadaşız."


____________________

ÜÇÜNCÜ SAHNEMİZ: TİLKİ YAĞMURU
(Bu benim hem en sevdiğim hem de en kızdığım ve üzüldüğüm sahne...)


Kesin bir şekilde karar verip hızlıca yürüyen Dea Woong'un omzuna ince yağmur taneleri pıt pıt yağmaya başladı. 
Böyle güneşli bir günde ne yağmuru bu?
Merak edip başını kaldırıp baktı ve gökyüzünde azıcık bir bulut bile göremedi, hava çok berraktı.
Yağmur yağıyor. Açık bir günde ince yağmur. Tilki yağmuru.
Açık bir günde, yağmur yağarsa üzgün olduğum için ağlıyorumdur.
Miho'nun otobüste söyledikleri kulağında dolaştı.
Miho ağlıyor. Ağlayan Miho'nun hâli ayaklarını bağlayıp hareket etmesini zorlaştırdı.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederim.

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS