Tut Elimi | Rebecca Donovan [Kitap Yorumu]

25 Kas 2013

Orijinal Adı: Reason To Breath
Edisyonu: Tut Elimi
Yazar: Rebecca Donovan
Türü: Genç Yetişkin, Aşk, Drama, Ailevi
Yayınevi: Parodi Yayınları
Puanım: 2,5/5
Artık azalan nabzımı yok sayamazdım. 

Kalp atışlarım ritmini korumak için mücadele ediyordu. Karanlık her yerimi sardı. 

Kayıp gitmek çok kolaydı sanki; sessizliğe teslim olarak hiçliğin kucağında çözümü bulmak... Bu yere doğru sürükleniyordum. Fedakârlığımın anılarına tutunmaya çalıştım sonra. O sıcaklık, kalp çarpıntıları, Evan'ın gözlerindeki gerçek... Yaşamak bir seçenek miydi hâlâ? Aşkın ve kaybın dengesinde, uğruna mücadele edeceğim 
şeyi aşk belirledi ve eğilip fısıldadı ; Tut Elimi

                                                                          *****

Hiç bi' kitabı kapağı için alır mısınız? Ben alırım. En büyük takıntımdır hatta. İşte Tut Elimi de benim sırf kapağı için bir an bile düşünmeden aldığım kitaplardan birisi.Vallahi orijinal kapakları yanında halt etmiş. Yayın evi gerçekten etkileyici bi' kapakla bastı kitabı. Kitabın konusuna uyan bir duruşu var kapağın. Ama ne yazık ki beklediğim gibi bir etki yakalayamadım kitaptan.Aslında konusu çok güzel ama yazar bence gereksiz yere çok uzatmış kitabı. Ve bu gereksiz kısımlarda başlarda olduğu için okuru ciddi ciddi sıkıyor. Eğer ortalarında veyahut sonralarına doğru olsaydı bu kısımlar sıkmazdı belki ama kendi adıma başlarda çok sıkıldım ne yazık ki.Başlarda sıkılınca da kitap ne kadar sonradan toparlasa bile ben biraz soğudum kitaptan.

Aslına bakarsanız kitabın özüne inersem eğer çok sağlam bir konusu var ! Hem de fazlasıyla. Ve bence temel kurguyu bu kadar dağıtmasaymış yıkardı ortalığı bu kitap. Ama şu an için pek de etkilendim diyemiyorum. Doğru etkileyici hatta çarpıcı yerleri vardı ama çok dağılmış konu. Yine de yurt dışındaki reytingleri bakımından ele alırsam beğeni göreceli bir kavrama geliyor. Sanırım seveni de sevmeyeni de olabilir. Bu yüzden deneyip görmeli diyerek kısa kesiyorum.Zira bence başka biri için çok mükemmel diye tanımlayabileceği bir kitap olabilir. Denemeden karar vermeyin. XD



Kitabımız, Emma(Emily) adındaki 16 yaşında bir genç bir kızın yaşadığı zorlu hayat şartlarını ve hayatına giren ilk aşkını konu alıyor. Ve konu olarak; tekrar söylüyorum çok sağlam bir temelle giriş yapıyor kitap. Kızımız babasını kaybettikten sonra annesi de kendisinin bakımını üstlenemediği için amcasının ailesiyle yaşamaya başlıyor.Buraya kadar sıradan görünene bu konun asıl temeli ise Emma'nın -babası böyle sesleniyormuş- yengesi tarafından hiç sevilmemesiyle gelişiyor. Yengesi Emma'dan hiç hazzetmediği gibi kıza eline geçen her fırsatta da şiddet uyguluyor.Şiddet de şiddet hani. Az daha uğraşsa kızımızın leşini çıkaracak. Ama bu kısımlarda ben Emma'ya da çok sinirlendim. Ebeveynlerini şikayet edebilme hakkı varken ortaya sürdüğü tuhaf bir gerekçeyle kendisini neredeyse öldürmelerine izin veriyor. Ben -arkasına sığındığı mı yoksa kendisini kandırdığı mı desem bilemedim şimdi xD- bu öne sürdüğü gerekçeyi hiç doğru bulmadım. Kendisine yapılanları okusanız siz bile kızarsınız kıza.

Bir yerden sonra artık yengesi Carol gerçekten sınırları aşıyor! Neyse.Emma yengesi hakkında şikayette bulunmaktansa elinden geldiğinden de fazla çalışıp lisedeki en başarılı öğrenci olarak çoo..k uzak ve iyi bir üniversiteyi yakalamak istiyor. Bu sayede yengesinden ve onun işkencelerinden kaçabilecek.. Kızımız gerçekten de başaralı bir öğrenci. Okulda dersleri dışında katıldığı tüm aktivitelerde ilklerde geziyor ama gelin görün ki, kendisini başarılı olmaya o kadar indekslemiş durumda olunca okula yeni transfer olan ve tüm kızların kalbini çalan Evan Mathews'ı ancak editörü olduğu okul gazetesi hakkında geçen bir konuşma sırasında fark ediyor ve işte o an Emma'nın hayatındaki yepyeni bir olay oluyor. Bu zamana kadar sadece dersler ve okuldaki tek yakın arkadaşı Sara -kızımız da okulun popülerlerinden XD- dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen Emma, Evan'ın hayatına girmesiyle bambaşka birisi oluyor.

Evan'ı sevmemeniz imkansız zaten kitabı o götürüyor bence. XD Okursanız kesinlikle hak vereceksiniz. Çocuk çook cool bulunmaz erkek tiplerinden ve Emma'ya da sırılsıklam âşık ! Aralarındaki aşk çok çalkantılı ama bir o kadar da etkileyici.


"Bu fotografi seviyorum," dedi usulca. "Belki de fotoğraftakı kızı sevdiğim içindir."                                                                                    -Evan

Kitabımızın konusu özetle bu işte. Bunun dışında benim takıldığım bir nokta var; Evan'ın gözleri.. Kitabın başında gri sonra mavi sonra mavi/gri oldu ama en sonunda nihayete erdi ve mavi olarak kesinleşmiş olsa da yazar mıdır çevirmen midir bilmem Evan'ın gözleri konusunda bir karara varmadık bir türlü XD Ve bir de tabi hâlâ sinir küpü olmama sebep olan o son sayfa var! Kitap çok feci bitiyor yahu ! İkinci kitaba geçmek için sabırsızlanırsınız.Neyseki ben merakımı giderdim geçmeyeceğim XD

Vampire Academy:Blood Sisters Movie Full Trailer

22 Kas 2013


Merhabalar!
Tüm Vampir Akademisi serisi fanlarının merakla beklediği serinin ilk filminin full fragmanı dün gece 2.30 surlarında yayınlandı. Daha önce yayınlanan kısa kesitle çok tepki almışlardı ve hepimiz ön gösterimde filmi izleyip de beğenen fanların o ilk fragmana rağmen neyi beğendilerini düşünüyorduk, ki başta da ben. Ve dün gece tam fragman görününce bir nebze de olsa içim rahat etti. En azından izlenebiliritesi var. Ama hâlâ yanlış olduğunu düşündüğüm şeyler var. Bi' vampir filmi çekip de komedi filminden bir şeyler katmaya çalışan yönetmen ciddi sorunlu bence..


Bu The Means Girl takıntısını atması gerek yahu ! Olmuyor, yakışmıyor. Başlarda trailer çok güzel giriyor. Hatta büyük bir zevkle izliyordum ama o aralara kattıkları yazılarda "pembe ve yeşil" renk kullanılmasına deli oldum. İlkinde de sevmemiştim bunda bir de trailer sonundaki VAMPIRE ACADEMY yazısını da öyle görünce iyice soğudum. Tabi ne dersek diyelim yine de izlenecek bu film. Ama gönül isterdi ki daha yerinde bir uyarlama olsun. -___-




The Return || Jennifer L. Armentrout [Yeni Yetişkin Serisi Hakkında Bilgi]

18 Kas 2013


Jeniffer L. Armentrout hız kesmiyor ! Yurt dışında "bestseller" e giren serisi Melez Sözleşmeleri(Covenant)'nin ana kahramanlarından Seth'in (Sentinel'ı okuyan okurlarından) akibetiyle ilgili aldığı sorulardan sonra bombasını patlattı!
Seth fanları yazara; "Seth'in kendi kitabı mı yoksa bonus bir sahnesi veya novellası(kısa hikâye) mi olacak?" tarzında sorular sorarak Seth karakteri için beklentilerini Jen'e ilettiler ve yazarımız da Seth  severlere beklenen haberi verdi.

"Püff! Çocuklar, Seth'in kitabı, bonus sahne ve novellası hakkında sorduğunuz soruları yanıtsız bırakmak ne kadar zor bilemezsiniz. 
"Seth'in bir novellası veya bonus sahnesi olmayacak. Onun kendi serisi olacak. Seth'in kitabının ismi The Return (Geri Dönüş), Titan Serisi 1. kitap. Bu kitap Melez Sözleşmeleri'nin bir PARÇAsı değil. Aslında diğer kitaplardan bağımsız denebilir."

Ana Etkenler;

1-The Return iki kişinin bakış açısından olacak(Seth ve Esas kadın kahramanın)

2-Kadın kararkter daha önce gördüğünüz biri değil.

3-Kadın karakter tanrı veya üstü bir bilgiye sahip değil.

4-Bu bir Titan romanı olduğundan... Titanlar'ı göreceksiniz.

5-Bu kitapta Apollo olacak çünkü.. şey, ben onu seviyorum.

6-Melez Sözleşmeleri'nden Deacon ve Luke'da bu seride olacaklar ancak diğer ana karakterler olmayacak
.
7-Melez'den asıl farkı ise Titan Serisi bir New Adult(Yetişkin) Paranormal serisi olacak.Ve bunun sebebi ise, Melez Sözleşmeleri'nde Seth'in yaşından hiç bahsetmemiş olmam.Ama Seth her zaman 18 yaşından büyüktü. Peki bu kitap genç okuyucular için uygun olacak mı? Tabii ki, hayır. Çok fazla yetişkin içerik olacak mı? Muhtemelen.

8-Kitap hem basılı hem e-book olarak en erken 2015 yılında piyasaya sürülecek.



Ve unutmadan; Kapak son hali değil. Jen'e çok fazla Seth'i anımsatmış ama henüz kapağın son haline karar vermemişler.Tamamen yeniden yapılma ihtimali var ama yine de Jen kapaktan hoşlanmış.


NOT: Çeviri şahsıma aittir. Paylaşırken "Animevekitapseverden alıntıdır" diyerek DEĞİL! Link vererek paylaşın."


KONUŞAN KİTAPLAR BLOG TUR #20 | YABANCI OKURLAR VE ARAF !

16 Kas 2013



MERHABALAR!
Turumuzun bugünkü kısmında yabancı okurların Jamie'nin ARAF için iyi kötü düşüncelerini görelim dedik ve bu konuyu da ben almak istedim. Zira daha önce birkaç yorumu gözüme kestirmiştim zaten. Okumamda bayağı etken olmuşlardı. Sizlere de bu okurların yorumların
a bir kısmını çevirip paylaşayım dedim.


VE İŞTE ARAF(PROVIDENCE) İÇİN GÖRÜŞLER!

*****

"Ne söyleyebilirim ki, ARAF= ÇARPICI BİR KİTAP!
Kapağına ve özetine baktığımda
gizemli, hüzünlü ve karanlık bir şey olduğunu sanmıştım, gerçi hâlâ gizemli  ama aynı zamanda ilginç ve eğlenceli."

YORUM ASLI İÇİN: TIK TIK


"Ben bu romana âşık oldum. Çok fazla Twilight'a benziyor. Nina=Bella, Jared= Edward(Bence Jared yüz kat daha iyi) ve Ryan= Jacob. Bu kitapta en sevdiğim şey, Jared'ın Nina'ya olan duygularını ifade edişi oldu. Jared, Nina'ya deli gibi âşık. Onu uzaktan korurken aynı zamanda başkalarıyla çıkmasını izlemek zorunda kalmasını günlükten okumaya bayıldım."YORUM ASIL İÇİN: TIK TIK

"Ben aslında fantastik kitap hayaranı değilim. Bu tür kitaplar için ne söyleyebilirim bilmiyorum.Araf'ın en güzel kısımları paranormal öğeleri değildi. Daha çok yazarın unutulmaz anlarda en kolay şeyleri yapabilmesiydi."
YORUM ASLI İÇİN: TIK TIK



"Kitapta en sevdiğim karakter -eğer kitabı okuduysanız bildiğiniz gibi- Jared! Gerçekten mükemmel bir sevgili ve Nina'nın, her ne kadar bu tamamen kurgusal bir senaryo olsa da bu durumda kıskanç olmaması imkansız."


YORUM ASLI İÇİN: TIK TIK


"Bu kitap inanılmaz!!! Çok çılgınca. Gerçekten her şey çok akıcıydı. Çünkü Nina bir insan ve Jared da onun koruyucu meleği ve onlar Cennet ve Cehennem arasında ilginç bir ilişkiye sahipler."

YORUM ASLI İÇİN: TIK TIK




Beğendiğim Anime AMV'ler || PART 3


Dün şöyle bir Anime AMV postlarıma bakayım dedim de; çok rezalet bir durumun farkına vardım yahu. Geçen sene paylaştığım iki posttan başka bu sene hiççç bu postu yapmamışım. Hâlâ inanmıyorum. Halbuki o kadar da anime amv inceliyorum. Nasıl hiç birini yayımlamamışım, inanması zor. XD
Neyse canım, geç olsun ama güç olmasın dedim. Bundan sonra daha dikkat ederek devam etmeye karar verdim.
Müzik dinlemeyi çok seven bir insanımdır ama genelde AMVlerden dinlerim. Zira o sırada animeleri izlemek de çok hoşuma gider.  O yüzen böyle bir post yapmıştım-sözde- ama yarım kalmış ya XD
Lafı uzatmadan bu aralarda beğendiğim Anime AMVlerden paylaşayım hemen.



1. La Corda D'oro - Living My Heart
Bu ara feci sardım bu AMVye. Özellikle de o müziği için. Ne güzel bir düettir bu yahu.
Oturup oturup tekrar dinliyorum. Henüz sıkılmadım. Kısmet :D

2.Kyouta x Tsubaki - If I Had You
Aslında animesinden hiç hazetmesem de mangasını sevdiğim için arada 
buna da bakıyorum. Ayrıca şarkı da çok hoşuma gidiyor :D




3.AMV Nishi no Yoki Majo - Everytime You Kissed Me
Bu animeye başlamıştım sonra bölümlerini bulmakta sıkıntı çekince
kaldı öyle. Devam etmek istiyorum aslında. Hoşuma gitmişti çünkü.
Doğu'nun İyi Cadısı olması lazımdı adının. Kızımız bir cadı ama fakirdi falan. Tam anımsamıyorum da prensin mi kralın mı ne akrabası çıkıyordu XD


4.Crush On You-Ayumu Hiyono
Bunun da şarkısına bayıldım *-* Animeyi de gözüme
kestirdim o da ayrı konu tabi. Bakacağım. 



5.Kamichama Karin- Can't Help Falling In Love
Kaç sene önce bir tesadüf üzeri denk gelip izledim güzel ama sonu saçma
bir anime. Kızımız bir Tanrıça ve çocukta Güneş Tanrısı aslında tesadüf gibi görünen tanışmalarının altından çok farklı bir bağ çıkıyor. Kızımız Karin, -ki bu da gerçek adı değil- Kazune'nin eşi ve evliler. Ama kötü düşmanlarından hem karısını hem de çocuğunu korumak isteyen Kazune zamanı geri sarıyor ve eşinin hafızasından her şeyi silerek ona bambaşka bir hayat sunuyor. Sonra zaman döngüsü bozuluyor bunlar tekrar bir araya geliyorlar ve kızımız her şeyi yaşayarak anımsıyor. Falan filan :D



SAPLANTI || Jennifer L.Armentrout [Kitap Tanıtım]

14 Kas 2013

İlk çıktığı zaman sırf kapağı için hemen okuma listeme aldığım ve okuduğuma da çok memnun olduğum Lux Serisini novellası Arumları anlatan SAPLANTI (Obsession) nihayet çıııkk-tıı! Şükür yahu. Bu kitabı çok sevmiştim bu yüzden hemen sipariş edeceğim. O koca kibriyle beni kendine âşık eden Hunter'ın Türkçe edisyonu da mutlaka okunur.
Kitapla ilgili alıntılarımı incelemek isterseniz; SAPLANTI || ALINTILAR 
Kitap yorumum için ise; SAPLANTI || YORUM
***


SAPLANTI

Luxenler ve Arumlar, Lux serisinden bağımsız da
okunabilecek Saplantıda çok daha baştan çıkarıcılar.

Ukala, zorba ve tapılası bir adam.
Korunmaya muhtaç, küfürbaz ve ateşli bir kadın.

Hunter acımasız bir katil.
Devlet için kötü adamları öldüren bir uzaylı.
Işığın çocukları Luxenleri yok etmek için doğmuş bir Arum.
Yaptığı işten de çok memnun, ta ki, bir insanı korumak zorunda bırakılana dek.
Serena, en yakın arkadaşı, senatörün oğlunun doğaüstü bir varlık olduğunu söylediğinde,ona inanmamıştı. Kim inanır ki?
Ne yazık ki sonrasında korkunç bir olaya şahit oldu.

Hunter ve Serena, ateş ve barut gibi Bir arada olmaları çok tehlikeli

Sonunda Hunter yapmaması gerekeni yapıyor.
Hem de defalarca.

KONUŞAN KİTAPLAR BLOG TUR#20 | ARAF - JAMIE McGUIRE[KİTAP YORUMU]

13 Kas 2013

Orijial Adı: Providence
Türkçe Adı: Araf
Bağlı Olduğu Seri: Providence #1
Yazar: Jamie McGUIRE
Yaynevi: Yabancı Yayınları
Puanım: 4 /5



Konusunu bilmem de diyaloglarına öleceğiniz bir kitap için Jamie McGUIRE ARAF’ı okuyun derim.
Melekler, şeytanlar, bir melez melek bir insan ve imkânsız bir aşk harmanı !

Yabancı Yayınları’nın Tatlı Bela’sıyla çok ses getiren yazarı Jamie’den ARAF’ı da sonunda kitap piyasasında gördük. Aslında Tatlı Bela’dan sonra paranormal kitabının nasıl olacağını çok merak ediyor hatta Tatlı Bela kadar tutmayacağını düşünüyordum, ama yanılmışım. Zira kitabın -500 sayfa olmasını da göz önüne alarak söylüyorum ki – sıkıcı hiçbir tarafı yok.Bilakis diyalogları bakımından hayran kaldığım bu kitap oldu.Özellikle de şu diyaloğa hâlâ gülmekteyim. XD

"Ryan beni seviyor, ben Jared'ı seviyorum. Ikisini de iki saniyedir tanıyorum!"


Jamie’nin Araf’ının da en az Tatlı Bela’sı kadar etkileyici olduğunu söylemek istiyorum.Zinhâr bunda da bir Travis vakası ile karşı karşıyayız. XD Jared’ın varlığı kitabı okurken sizi öyle bir sarıp sarmalıyor ki bir bakıyorsunuz Travis’i unutmuş yeni fenomeniniz olarak Jared’ı sahiplenmiş, kimseyle paylaşmak istemeyecek hallere geliyorsunuz. ^^

Lafı dolandırmadan kısaca yine güzel bir aşk romanı biz okurları bekliyor hem de ne aşk romanı ! Melekler ve şeytanların engeli arasındaki bu aşk hayallerinizi sınırını zorlayacak bunu bilin yeter. XD
Biraz da sizi nasıl bir kitap bekliyor ondan bahsedelim, nasıl bir kitap okuyacağınızı görmüş olun.

Hikâyemiz ana karakterimiz Nina Grey adındaki genç kızımız ve onun talehi olan –bu kelimemiz size yabancı gelecek ama yorumun devamını bekleyin lütfen XD- Jared Ryel arasında geçiyor. Nina babasının cenazesinden birkaç saat sonra kaldığı yurda dönmek için yolda bitkin bir şekilde otobüs beklerken şansına akşamın o saatlerinde yalnızlığını gören bir genç adam onun acısına ortak olmak için geliyor ve kızımız bu yabancıyı daha ilk gördüğü andan itibaren sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi hissediyor. Yabancımız ise kızımızı yurduna bıraktıktan sonra hiçbir şey söylemeden geldiği karanlık sokaklarda yeniden kayboluyor. Tıpkı bir hayal gibi… Hayal miydi dersiniz? Kim bilir.. ^_^

Neyse efendime söyleyim kızımız ondan sonra yabancımızı tekrar göremediği için bunun bir hayal olduğundan kesinlikle emin olur ve hatta onu o gecedeki karanlığa bırakmaya başlar.Ta ki aynı yabancımız yeniden karşısına çıkana değin… Sonrası ise tam düşündüğünüz gibi diyeceğim fakat öyle değil. Bu yabancı Nina’nın hayatına sadece anlık giren bir gizem ve sürekli Nina’nın en sıkıntılı olduğu anlarında yanında beliriyor, ona yardım ediyor sonra ise kendi karanlığına yeniden bir hayalmiş gibi kaybolup gidiyor. Nina’nın ise tek öğrenebildiği –zor da olsa- bu yabancının isminin Jared olduğu..

Jared, Nina’nın her zorda kaldığı anda, tam olması gerektiği yerden geçen – tesadüfe bakın ki-  birisi ve Nina onun sayesinde asla tehlikeli  bir durumda kalmıyor.Ama bir yandan da bu yakışıklı –zira Nina adamımızı ayaklı bir yakışıklılık abidesi görüyor. Hani haksız da sayılmaz ya- çocuğun neden hep peşinde olduğunu merak ediyor ve sonra ona ilk görüşte vurulduğu için her şeyi es geçmeye başlıyor. Ama bir yere kadar. Çünkü sizin de her başınız sıkıştığı an birisi çıka gelse siz de bir yerden sonra “Nasıl yani?” sorularını sormaya başlarsınız. Neyse. Uzun lafın kısası Nina  bi’ yerden sonra sorularına cevap almak konusunda kararlı olunca Jared’da Nina’ya kaderini değiştirecek o cevapları bahşediyor. Şu ana kadar yazdıklarımdan vardığınız kanı kesinlikle doğru ama tek farkla;
Jared bir melez melek ve onun görevi atandığı insan –talehi-‘ı korumak ! Nina ve Jared arasında bir Jared’ın doğasından gelen bir bağ var ve Nina doğduğu andan itibaren Jared kendisini onu korurken bulmuş.. Ama zamanla bu dürtüleri aşka dönüşmüş. Hem de ne aşka!

“Benim varolduğumu bile bilmiyorken sen, sana âşıktım ben.” –Jared Ryel

Ve Jared ömrünü atadığı bu kıza ne zaman âşık olduğunu bile bilmezken , Nina ve Jared, Nina’nın babasının ölürken peşinde bıraktığı düşmanlar yüzünden büyük bir tehlike altında olmasına rağmen bir yandan Jared’a âşık olması ama bi’ melek ve talehi arasında bir ilişki yaşanmasının yasak elmasını tatmaya uğraşırlar diğer bir yandan da melekler ve şeytanların bu imkânsız aşka engel olma çabalarına karşı gelmeye çalışırlar.
Size zaten yorumun başından da Jared’a ÂŞIK olacaksınız demiştim ve bu konuda hiçbir istisna kabul etmiyorum. Böyle biri beni de takip edebilir. Hiç sorun değil bence. :D

Kitapla ilgili tek olumsuz görüşüm paranormal öğesinin çok geri planda bırakılmış olması. Yazar kitabı daha çok romance (aşk) ağırlıklı yazmış bu da paranormal kısmını geri plana atmış. Halbuki bu kitap bir melek ve insanın aşkını işliyor bence o kısımlar daha ön planda olabilirdi. Bir de çevirisini beğenmedim maalesef. Çok moto mot cümleler. Duygusuz geldi bana. Ama buna rağmen 500 sayfa kitap su gibi akıp gidiyor. Bu yüzden okurken sıkılmıyorsunuz. Kısacası bence güzel bir YA okumadan geçmeyin derim. :))

Vampire Knight(Vampir Şövalye) Manga | Matsuri Hino - Akılçelen Kitaplar

11 Kas 2013

Orjinal Adı: Vampire Knight
İngilizce Adı: Vampire Knight
Türkçe Adı: Vampir Şövalye
Manga-ka: Matsuri Hino
Yayınevi: Akılçelen Kitaplar
Türü: Aşk, Doğaüstü, Vampir, Macera
Cilt Sayısı: 17
Bölüm Sayısı: 93
Çevrilmiş Cilt Sayısı: 2
Statü: Tamamlanmış.
Çeviri Durumu: Var.
VAMPİR ŞÖVALYE

Daha önce animesini izledikten sonra mangasıyla olaya devam etmek için güncel olarak okuduğum Vampire Knight'ın bittikten sonra, -veyahut bitmeye yakın basmaya başladılar desem daha doğru olacak- Akılçelen Kitaplar'dan çıkması benim için büyük bir haberdi. Zaten mangayı basacaklarını duyurdukları an ben de hemen bir post hazırlayıp bu güzel haberi herkesle paylaştım. Çünkü Vampire Knight mangasının bizim gibi anime/ manga fanlarını elimizde basılı olarak bulunması kadar başka ne mutlu edebilir ki? :D
Ben de çıktığı andan beri mangayı almak istiyordum ama fuara nasipmiş. Dün aldım ve aldığım gibi de okudum, bitti.Bitmez mi hiç ? Zaten deli gibi bekliyordum. Şukur kavuşturana yani.
Akılçelen'in Manga basmaya başlaması bizler için çok sevindirici bir haber. Umarım daha daha güzel mangalarını da almak nasip olur.

Bu arada devam ciltlerine de fazla ara vermeseler bari. Hazır peşpeşe okumak nasip olmuşken diğerleri de çok ara çıkmadan çıkar inşallah. Beklemek istemiyorum. Her ne kadar okumuş olsam bile manganın elimde olması ve böyle okumak daha keyifli. Kesinlikle daha tercih edilir bir şey. Yakında Full Metal Alchemist'i de alacağım.

Manganın yayıncısından şikayetim var ama.Manganın çevirisi biraz tuhaftı. Belki de ben çok fazla ingilizce manga okuduğum için böyle geldi. Emin olamıyorum.Zira uzun zamandır Türkçe editlenen mangaları okumadım.Ama Zero'nun iki lafından birinin "Lütfen." ile bitmesi ve "Yaa" ile biten konuşmalar çok yapmacık geldi bana.Hadi bunları geçtim de beni en çok sinirlendiren isimlerin teleaffuza göre çevrilmesi ! Olmamış arkadaşım. Olmamış yani. Kimse kusura bakmasın ama SHIKI Senri, ŞİKİ diye yazılırsa bu bambaşka biri oluyor.

Zaten bu mangayı alanların 8/10'i anime manga severdir ve emin olun şu mangayı da okumuşlardır yani. Böyle bi' çeviri olmamış. İsimleri telaffuza göre çevirme ilk defa gördüm. Ve çok yadırgadım. İlk okuduğumda İçico'nun kim hatta kimi geçin ne olduğunu anlamadım. Bir de durdum "İçico ne?" diye düşünüyorum. Yani sen ne diye tutup da Takuma Ichijo'yu İçico diye yazıyorsun ki. Aynı şekil de Shiki Senri de Şiki Senri olmuş. O da olmamış ! Kimse kusura bakmasın da, bunca manga okuyoruz isim çevrilmesi olmuyor yahu.Siz ismin orijinalini yazın. Kimin nasıl telaffuz ettiği ona kalsın. Sanıyormusnuz ki bunca kitapta her okuyan ismi doğru telaffuz ediyor. Neyse. İsimler ayrı mevzu bir de şeyde çok takıldım. Bunu ben daha önce mangayı okumuş olduğum için takıldım. Yeni okuyan için çok da takılacak bir durum değil gibi ama o da tabir olarak karşılamıyor bana göre.

Gece ve Gündüz SINIFları Gece/ Gündüz DERSLERİ diye tercüme edilmiş. Gece/Gündüz Dersleri çok farklı bir tabir ya. Bu masaya sıra demekten farksız olmuş. Gece/Gündüz Sınıfı terimi neden bu kadar değişmiş ki? Hani yayımcının elindeki mangayı cidden merak ettim, çeviriden ötürü. Orijinalini görmek istiyorum. Nette okuduklarımın hiçbirinde Night Lessons geçmiyordu. Hepsi Night Class. Anlamadım nasıl Gece/Gündüz Dersleri olmuş bu tabir. Hoş olsa bile dediğim gibi amaçladığı şeyi karşılamıyor. Bazı yerlere gececiler/gündüzcüler yazılmış. Keşke öyle devam etseydiniz.

Bunlar dışında tabii ki manganın ellerimde olmasının verdiği zevkle keyifle okudum. Hatta animeyi tekrar izleyesim geldi o kadar. :D

Bilmeyenler varsa diye; mangamız Cross Akademisi adında gece ve gündüz olmak üzere iki farklı -gece sınıfının vampir gündüz sınıfını ise insanlardan oluştuğu- sınıfa eğitim veren saygın bir okuldaki Yuuki adında bir kızın gündüz sınıfında olup gündüz öğrencilerini gece sınıfındakilerden korumak için Zero adındaki arkadaşıyla yaptıklarını ve gece sınıfından Kaname Kuran'na karşı duyduğu hisleri işleyen bir seri. Anime tam bir aşk üçgeni Zero, Yuuki ve Kaname olarak serinin devamında birçok farklı olayla karşılaşıyorsunuz.

KONUŞAN KİTAPLAR BLOG TUR #20 || Jamie McGUIRE Kitapları!

10 Kas 2013


Selamlarrrr!
Bi' KKBT yayınıyla daha karşınızdayım. Tatlı Bela ve Ayaklı Bela kitapları ile okurların kalbini çalan Jamie'nin yeni serisi Providence Üçlemesi de Yabancı Yayınları'nın ilk kitabı Araf'la çıktı. Kitap için yorumum yakında gelecek. Aslında okuyalı da epey oldu. Zira çıkar çıkmaz kitaba saldırdım. Neyse. Turumuzun ilk gününde Jamie'nin ülkemizde çıkmış/çıkmamış kitaplarının tanıtımı bende olduğu için yorum birkaç gün içerisinde gelir. Beklemede kalın derim. Zira Alacakaranlık tarzında büyülü bi' aşk geliyor :))


Beautiful Serisi

Jamie McGuire'nin bu zaman kadar yurt dışında çıkmış 3 farklı seriye ait olmak üzere toplamda 6 kitabı mevcut.İkisi zaten ülkemizde çıktığı andan beri ses getiren Beautiful Serisinin kitapları Tatlı Bela ve Ayaklı Bela.Gerçi bu seride bir de Bayan Maddox adında bir novella (Mrs. Maddox 1.5) da mevcut ama o kitap olarak basılmamış. Yazar kendi resmi sitesinde online olarak 5 sayfalık bir kesit yayınlamış...
Beautiful Serisini tanımayanımız yok zaten. Çünkü çıktığı andan beri en çok ses getiren Yabancı Yayınları kitabı bu.Seri düzgün ve akıllı bir kızla serseri ve vurdum duymaz bir çocuğun aşkını anlatıyor. İyi kız, Kötü Çocuk ve harika bir aşk!
İlk kitap TATLI BELA yorumum için linke tıklamanız yeterlidir. Zaten hemen ardından okumamış kalmayacak. :D
TATLI BELA: http://www.animevekitapsever.com/2013/04/tatl-bela-jamie-mcguire-yorum.html 


********

Providence Serisi

Beautiful Serisi dışında. Ondan önce yazmış olduğu Providence Üçlemesi adında üç kitaplık bir serisi mevcut. Bu serinin ilk kitabı Araf(Providence)'ta zaten turumuzun konuğu oluyor. Yazar bu serisinde konu olarak bir melek ve insanın aşkını ele almış.
Jamie'nin bu zamana kadar ülkemizde turunuda yapmış olduğumuz Araf'ta dahil olmak üzere üç kitabı tercüme olarak yayınlanmıştır. Araf'ın kapağı zaten gördüğünüz üzere oldukça ilgi çekici.Çünkü kitapta bir o kadar hoşunuza gidecek. 
Serinin kitaplarının tanıtımlarına gelirsek;

Providence # 1 ARAF



IŞIĞIN OLDUĞU YERDE, KARANLIK DA VARDIR

Nina, babasının ölümüyle kendisini Providence’ta varlığından hiç haberdar olmadığı bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Babasının cenazesinin olduğu gün otobüs durağında tesadüfen karşılaştığına inandığı çekici, karşı konulamaz Jared ile yakınlaşmasıysa Nina’nın hayatını tamamen altüst eder.
Jared ile Nina’nın birbirlerine âşık olmaları işleri tamamen zora sokar.

Jared, Nina’yı sadece babasının düşmanları olan insanlardan değil, kendi soyundan olan yarı meleklerle Cehennem’deki Şeytanlar’dan da korumak zorunda kalır. Jared ile Nina’nın birlikte olabilmek için kaderlerine karşı gelip düşmanlarını alt etmeleri gerekir.
Tatlı Bela ve Ayaklı Bela romanlarıyla olay yaratan
Jamie McGuire, bu kez farklı bir seriyle karşımıza çıkıyor.
Providence üçlemesinin ilk romanı Araf, devamını merakla bekleyeceğiniz fantastik bir aşka sahne oluyor.




Providence #2 AĞIT

Hiç kimse için karanlık bir gece ölüm anlamına gelmezdi, ama Nina Grey için bir uyarı demekti.Hâlâ son felâketi üzerinden atmaya çalışan Nina, Brown Üniversitesi'nde bir öğrenciyken ayrıca babasının şirketi, Titan Shipping'de bir satjyer olarak hayatıyla boğuşuyordu.
Babasının korkunç ölümü hakkında gördüğü kâbuslar her gece süre gelen bir hal almış, Ryan'ın Silahlı Kuvvetlere katılmak için beklenmedik ayrılışı ve Claire'in onu korumak için kalp kırıklığıyla okyanusun karşı tarafına geçmesinden dolayı hissettiği suçluluk altında ezilen Nina, uykusuz gecelerin sorunlarının en azı olduğuna inanmaktaydı-ama yanılıyordu.
Nina'nın bozulan sağlığından endişe eden Jared'ın ise bazı cevaplara ulaşabilmesi için Shax'ın kitabını geri alması gerekmekte..Yeni arkadaşlarının yardımıyla, yeni düşmanlarıyla mücadele eden Jared'ın en çok korktuğu şey gerçekleşir.Ve Jared umutsuz bir seçimle karşı karşıya kalır; tek başına Cehennem'le mücadele etmek veyahut Cennet'e karşı savaş açmak.. 






 Providence# 3 CENNET



Nina tarif edilemez görünecekti.
O bilinmezi öğrenecekti.
Ve şimdi O, yenilmezle mücadele edecekti.
Providence Üçlemesi'nin üçüncü ve son kitabında Nina Grey'in yanlış adamla evlenmek, asla bir çocuk sahibi olmamak için doğmuş olması gerekirdu, ve Nina kazanamayacağı bir savaşa girer.
Cehennemin sancılarına karşı doğmamış çocuğunu ve yeni eşini korumak göreviyle karşı karşıya kalan Jared için hataya yer yoktur.
Birlikte, çocuklarını kurtarmalarına izin verecek kadar süre hayatta kalmakaları gerekmekte- ve dünyayı.

*****

Bunun dışında yazarın bir de Red Hill (Kırmızı Tepe) adında bir kitabı var ve bu da Yabancı Yayınları'ndan çıkacak. Gerilim, Aşk, Paranormal tarzında bir kitap. Merak ediyorum. Bakalım nasıl bir şey çıkacak. :D

KIRMIZI TEPE
  Dünya'nın sonu geldiğinde aşk ayakta kalabilir mi?
Scarlet için iki kızını tek başına büyütmek her yeni gün yarın için bir mücadele demekti.
Nathan'ın bir eşi vardı ama o âşık olmak nasıl bir şey bunu hatırlamıyordu, eve sadece değerli küçük kızı Zoe için geliyordu.
Miranda'nın en büyük tasası yeni VW Bug'nun kız kardeşiyle ikisinin sevgilileriyle küçük bir hahftasınu kaçamağı  yapmasına yetecek kadar büyük olup olmadığıydı.

Yaygınlaştığı raporlanmış ölümcül "salgın" ortaya çıktığında halk tuhaf koşullarla yüz yüze kalırlar ve aniden kaderleri birbirine bağlanır.Tehlikeden kaçamayacaklarının farkına varınca, Scarlet, Nathan ve Miranda can havliyle, gözlerden uzak olan aynı çiftliği, Red Hill'i ararlar.
Eski ve yeni ilişkiler korkunç bir düşman karşısında test edilir-bir insan olmanın nasıl bir duygu olduğunu hatırlayan biri tarafından.

Fuar Ganimetlerim ve Fatma Erdek İmza Günü


32. İstanbul Kitap Fuar'ı biterken biz de sonunda fuara iştikar ettik. Tuğçe'nin Kitaplığı ve Konuşan Kitaplar Blog Turu ekibimizdeki Saklama Kabı, Sihirbazın Güncesi ve birkaç arkadaşımızla beraber harika bir fuar zamanı geçirdik. Birçok yayınevini ziyaret edip yetkilileriyle çıkan ve çıkacak kitapları hakkında konuşup bilgiler edindik. Ve ben de yan tarafta gördüğünüz yeni kitaplarımı fuardan edindim. Söz de "bir" tane dahi kitap almayacaktım ama bir almaya başladım. Önüne geçmek ne mümkün ! Aldıkça alasım geldi ve sonuç olarak da aşağıdaki birikimi elde ettim. Aslında evde okunacak çok kitabım var ama yine de bunlar da aklımda duracağına kitaplıkta dursun dediğim türden kitaplar işte.:D
Aspendos Standından alacağım bir kitap vardı aslında. Fazla bir şey almayacaktım ama stantta o kaddar sıcak bir alaka ve hoş bir sohbet vardı ki hazır -fuarın en güzel- indirimini de görünce hemen kitaplarına yumuldum. Aklımda yeni çıkardıkları T.E SIVEC yazarlarından GÜZEL BİR YALAN kitapları vardı zaten bir de A.L JAKCSON'ın Kalbimin Sahibisin'i aldım. O sırada geçen sene çevirisi problemli kitaplarının yeniden çeviriden geçip basıldığını öğrendim ve aslında geçen seneden beni merak ettiğim ALÇAK ADAM'ı da aldım. Zaten standlarında o kadar keyifli bir sohbet geçirdik ki biraz daha kalsam bütün paramı oraya verecektim. :)) Pegasus Yayınları'ndan hiçbir şey almak istemedim. Alacağım birkaç kitap vardı ama hiç indirim yapmadılar. Hatta yanımdaki bir  kız JOJO MOYES setini almak istiyordu. 38 TL'ye verdikleri seti, "En son  ne kadar olur?" sorusunda "38 TL." dedikleri an alacağım bir şey olmadığını anladım. Sadece merakımdan ve çok sevdiğimden Teresa Medeiros'un yeni kitabı UNUTULMAZ ÖPÜCÜK'ü aldım. Sonra direkt gittiğim bir diğer stantta YABANCI YAYINLARI'nındı. Oradan da hemen bir JAMIE McGUIRE'nin ARAF kitabını kaptım. Gerçi kitaptan fazla ayraçlarından bulmak için gittim desem yeridir. :D
Tuğçe'nin Kitaplığı'yla beraber gezerken adından sürekli bahsettiği Suat Derviş'in FOSFORLU CEVRİYE kitabını da aldım o arada. O kadar övdü, o kadar tavsiye etti ki sırf anlattığı için bile o kitabı denemeliyim diye düşündüm. Bi' bakmadan geçmek olmazdı. Yakında okurum inşallah. :D
Delidolu Kitaplar'dan da bu sene başında severek okuduğum BİLDİRGE'nin devamını aldım. En azından ikinci kitabını.O seriyi sevmiştim ama almayınca geri planda kaldı. Unutmuşum. Standın şöyle bir önünden geçeyim derken kitabı görüverdim ve hemen onu da alacaklara attım. Sağ olsun stantta görevli arkadaş da çok ilgilendi ve bir ton ayraç verdi. :D


Ve son durağım da Akılçelen Kitaplar oldu.Standa ulaşır ulaşmaz VAMPIRE KNIGHT(Vampir Şövalye) mangasına saldırdım. Aslında Full Metal Alchemist'i de alacaktım ama öncelik Vampir Şövalye'ye kaldı. Zira çıktığından beri alacağım ama fuara kısmet oldu.








 Eh, tabi koca fuar bundan ibaret değildi. Furda olmayı istememin en önemli nedenlerinden birisi de geçen sene Melekler Zamanı'yla kalemini tanıdığım Fatma Erdek'in bu sene Ephesus Yayınları adı altında yeniden baskıya alınan kitabı için verdiği imza günüydü. Yazarımız taa İzmir'lerden kalkıp da buralara kadar gelince artık onu görmek farz oldu bana. Sırf onu görmek için bile gittim diyebilirim.  Ve gittiğim için çok seviniyorum. Kendilerini yakından tanıma şerefine nail oldum. Oldukça tatlı ve sıcak bir insan.Bir yazar değil de bir abla gibi sohbet etti benimle. İnşallah yeni kitaplarını da göreceğim bu yazarın..Hem zaten benim Melekler Zamanı ilk baskı kitabı imzalıydı. Ve benim için o kitap daha özel bir kitap.Bu imza gününe hem Saadet yazardan imza istediği için hem de ben kendilerini görmek amacıyla gittim. İyi ki de gittim.









Ve tabii ki Sade'nin imzasını da aldım kendilerinden. =))






Beauty From Pain || Georgia Cates [Kitap Yorumu]

8 Kas 2013



Orijinal Adı: Beauty From Pain
   Bağlı Olduğu Seri: Beauty # 1

 Yazar: Georgia Cates
    Kitap Dili: İngilizce

   Puanım: 4/5

*****
                         They agreed on three months...but their love knew no boundaries.
Jack McLachlan is a winemaking magnate and easily one of Australia’s most eligible bachelors. His success and wealth make him no stranger to the complications of romantic relationships and that’s why he goes to extreme measures to avoid the hassle. He prefers simplicity in the form of a beautiful female companion with no strings attached. He arranges relationships like business deals and they’re always the same. No long term relationships. No real names.
It’s his game and his rules. He’s content to play as usual, but when Laurelyn Prescott enters his life, his strategy must change because this player is like none he's ever encountered. His world is turned on its head after he begins a three month affair with the beautiful American musician. Nothing goes according to plan and as he breaks more and more of his own rules for her, she’s exceptionally close to becoming something he never thought possible. His ultimate game changer.
Not recommended for younger readers due to sexual content and language.
*******


"Onu sevmek benim için sonsuza dek  Acının Güzel Yanı olacak."

Arkadaşlar okuduğunda adını çok duyduğum bir kitaptı ve bir hevesle ben de başladım, bitirdim.Öncelikle şunu söylemek istiyorum; gerçekten hoş bir kurgusu vardı.New Adult türü yaygınlaştıkça çok da etkileyici kitap çıkmaz oldu ama Beauty From Pain kendinden söz ettirdiği kadar güzeldi. Öyle hiç sıkılmadım diyemem belki ama kesinlikle keyif alarak, sonlarında ağlayacak hallere gelerek okudum kitabı. Zaten sonlarından ötürü kitabın bu kadar iyi reytingler aldığı kanısındayım. Çünkü okurken o kısımları bayağı bir hissettim.

İlk başladığımda aralarında geçen anlaşma diyaloğu ben de bir soğukluk oluşturdu. Zira sürekli bir seks tarzı hikâye içereceğini düşünmüştüm. Ama yazar çiftin hayatına daha çok odaklanmış ve o kısımları da gerektiği kadar, belki biraz fazla olacak şekilde yazmış.Bu da tamamen çifte ve onlar arasında gelişen aşka odaklanmamızı sağlayan bir kitap çıkarmış ortaya. Karakterlerin geçmişleri onlarda bıraktıkları yara yüzünden birbirlerini sevmelerini engeller. Çiftimiz ise bu sorunu birbirlerine merhem olarak hallederler.

Ve kitabı yakın zamanda DEXPlus logosu altında Türkiye'de de göreceğiz. Bu da oldukça güzel bir haber. Ama kitabı okurken dikkat edin derim. Zira öyle bitiyor ki ikinci kitap çıkmadan nasıl bekler insan durumlarına düşüyorsunuz.. Neyse ben kitabın yorumuna geçeyim. Yalnız bunda sonra okuyacaklarınız da biraz spoiler içerir.

Olay örgüsü hakkında bilgi içerir..



Laurelyn  Paige Prescott Amerika'da oldukça köklü bir müzisyen ailenin biricik kızıdır. Ve kızımız aile geleneğini sürdürüp kendisi de müzikle uğraşmaya başlamış bir şarkıcıdır. En yakın arkadaşı Addison'la bu yazki tatilini onun kardeşi Ben'in yanında geçirmek için Avusturalya'da Waga Waga'ya doğru yola çıkıyorlar. Kızımız ilk birkaç haftasını gayet sakin geçirirken bir gece hep birlikte eğlenmek amacıyla bir gece kulübüne doğru yola çıkarlar ve işte hikâyemiz asıl bu andan itibaren başlar..

Laurelyn'in müzisyen bir aileden gelmesinin yanı sıra kendisinin de müziği sevdiğini düşünürsek, o gece klüpte bir kareoke yapmaya karar veriyor. O sırada ise onu dinleyenler arasında kitabımızın esas erkeği Jack Hanry McLachlan'ın ilgisini çekiyor. -Bu arada söylemeden geçemeyeceğim ilk defa bu tip bir kitapta yok şöyle zengin, yok bilemem CEO , yok efendim despot gibi bir betimleme yazılmayan erkek karakter seçiyorum bunu XD-   Adamımızı kızın sesini ve aksanındaki hafif farklılığı duyunca bu gizemli güzel çok merak ediyor. Hem de ne merak etmek araya kendisine sırnaşan garson kızı sokarak kızımızın soyunu sopunu aratırttırıp öğreniyor ve en nihayetinde de Laurelyn'in kendisiyle bir yemeğe çıkmaya davet ediyor. Ki bundan sonrası da bu kitabı özel kılan en hoş yanı bana göre. Zira ikisinin başlayacakları ilişkide birbirlerine yaratmaya çalıştıkları gizem çok hoşuma gitti benim. 

Lafı dolandırmadan işin özeti, Laurelyn yemek davetini kabul edince Jack kızımızla küçük bir görüşme yapıyor ve ona bi' teklifte bulunuyor.Kendisi ile Waga Waga'da kalacağı bu üç ay boyunca hayatının en mükemmel üç ayını geçirebileceği bir ilişkiye girmesi!! Tabi bu damdan düşer gibi gelen teklif Laurelyn'i önce bir duraksatıyor ama sonra işin nereye varacağını merak ettiğinden açıklamayı dinliyor. Adamımız tam tamına 4 yıldır kadınlarla bu şekilde bir ilişki yaşamakta ve bu zamana kadar bu teklifi sunduğu kadın sayısı da Laurelyn hariç 12 ve umuyor ki Laurelyn'de kabul ederse 13. seks arkadaşı kızımız olacak. Ama Laurelyn önce bu teklifi kabul etmiyor. Neden? Adamın şartları komik! 
Bir. Ne sen benim ne ben senin adını bileceğiz.İki. Bu sadece seks ilişkisi olacak. Üç. Her şey bittiğinde birbirimizi bir daha görmeyeceğiz. Adam bunları derken ben de; "Nasıl bir manyaksın sen ya?" diye nidalar atıyordum. Zira hem kızdan etkilen hem de kızı çağır böyle bir şeyler söyle. Des dur! bile demeden. XD 

Neyse. Laurleyn'in öyle isim bilmem falan fistan şeylerde bezi yok.Çünkü kızımızın daha önceden canı biraz yanmış. O yüzden de böyle bir teklife önce surat büküyor. Adama ağzının payını veriyor ama gelin görün ki adam buna bir kart gönderiyor. Özür kartı ve tekrar bir yemek daveti. Kartın altına da Lachlan diye imza atmış :D Tabi bizim kız hemen; ismini öğrendim! Bir, sıfır öndeyim! sevinçleriyle dosdoğru yemeğe iştirak etmeye gidiyor. Ve o yemekte Lachlan'ın buna "O benim gerçek adım değil." dediği yerde benim kahkahalarımı görmeniz lazımdı. Bir insan bu kadar öz güven sahibi olamaz ya ! Neyse uzatmadan Laurelyn bu duruma sinirlense de belli etmiyor ve Jack'in teklifini kabul ediyor ama o da az cin değil. Adama ismini Paige Beckett olarak söylüyor. Madem sen adını gizlersin kısasa kısas.

Aralarında başlayan ilişki de zaten hemen öyle yatalım kalkalım tarzı değil zaten. Jack ünlü bir şarap şirketi sahibi. Ve ailesinin çooook büyük üzüm bağları var. Zaten ilk ilişkilerini de adamın bu bağlarından birinde sorun çıkmasından ötürü orada yaşıyorlar. Lachlan tam bir kapalı kutu. Gerçi Laurleyn'de öyle ama adam daha saklı. Ailesinden, kendisinden hiçbir şeyden bahsetmekten hoşlanmıyor. Fakat ilk ilişkilerinden sonra aslında Laurleyn'in yanında çok rahat olduğunu fark edince ona bir miktar açılıyor. Ya da onun hakkında bir şeyler öğrenmek için buna mecbur kalıyor gibi bir şey. Ve ona bu kadar açılması, Laurelyn'in diğer kızlara oranla daha sessiz ve daha güçlü bir yapısı olması Jack'i ona her gün biraz daha bağlıyor. Sonlarına doğru da zaten aralarındaki aşk tutkudan da fazla şeyler temsil etmeye başlıyor. Jack hep güçlü gördüğü Laurleyn'in aslında ne kadar kırılgan ve ne kadar sevgi dolu olduğunu anbean anlıyor. 

"Evet dediğin için teşekkür ederim."
"Neye evet dediğim için?"
"Bize."


Ve bir süre sonra da aralarındaki ilişki ciddi ciddi bir bağlanmaya başlıyor. Gerçi Laurleyn'in o taraflarda bezi yok. Elinden geldiğince bu duruma engel olma çabasında. Jack deseniz zaten başından belli kuralları. Yani o kendini öyle avutuyor. :D Yoksa kızı öyle bir kıskanıyor ki görmeniz lazım. Özellikle de Addison'ın kardeşi Ben'den.Zira bunlar aynı evde kalıyorlar ve Jack'e göre Ben, Laurelyn'den hoşlanıyor. Haksız da sayılmaz hani XD

"Sana benden başkası dokunamaz. Sadece ben.Anladın mı? Seni kimseyle  paylaşmayacağım."
Yorumdan da anlaşıldığı üzere fazla söze gerek yok. Hoş bir kitaptı. Okurken yer yer -ki özellikle o isim muhabbetinde- güldüm ve yer yer de ağladım. Sonları için kesinlikle dokunaklı yüreğinize işleyen bir kitap diyebilirim. Laurelyn'in de Jack'in de kendi şarkılarını yaratmalarıyla tüm acıları geride bırakıyorlar. 



MY RATING:4 

2013-2014 Kış Sezonu Animeleri [Winter Season Anime]

6 Kas 2013

 Merhabalar! Yine bir sezon dönemi ve yeni animeler :)))
2014 Yılına da neredeyse girdiğimiz şu zamanlarda 2013-2014 kış sezonu animelerinin de hemen hemen tanıtımları belirmeye başladı. Ama ne yazık ki TV Serilerinde ilgimi çeken neredeyse hiç denecek kadar az anime var. Bu aralar güzel animeler çıkmadı. Hele 2013 Sonbahar animelerinden büyük umutlarla beklediğim Diabolik Lovers tam bir hayal kırıklığı olunca bu gelenlerde de bir çekincem var. Eski  animeler gibi anime çıkmaz oldu sanki. T_T

İlgimi çekenlerden birisi Noragami adındaki anime. 31 Ocak 2014'te yayına girecekmiş. Konusu değişik geldi ona bakabilirim. Onun dışında Toaru Hikuushi e no Koiuta var. Güzel gibi geldi. Özellikle de İngilizce adı bakımında; Pilot'un Aşk Şarkısı. Bu anime de Ocak gibi çıkacak tahmini bunlar dışında şimdilik ilgimi çeken yok. Tüüm ilgim ve dikkaitm Sailor Moon 2013'e verilmiş durumda :D
Neyse en azından Sailor Moon geliyor gibi görünüyor. Hepimizin büyük bir merakla beklediği animelerden birisi. Bakalım eskisi kadar etkileyici olacak mı? Sailor Moon yeni sezon benim için ilaç gibi bir anime olacak eğer çıkarsa. :D

TV SERİLERİ:



MOVIELER:

OVA/ONA

*********




 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS