Hovarda || Katharine Ashe [Yorum]

14 Eyl 2013


İki farklı hayat yaşayan bir adam ve yaşamının iplerini eline almaya çalışan bir kadın…

Orijinal Adı: Captured by A Rouge
Bağlı Olduğu Seri: Rouges of The Sea #2
Yazar: Katharine Ashe
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Kitap Dili: Türkçe
Puanım: 3,5/5

Serena Carlyle sonsuza kadar mutlu olmanın hayalini kurmaktadır. Yirmi beş yaşındaki bu güzel kadın, geçmişte yaşadığı karanlık bir olay yüzünden, geleceğe karamsarlıkla bakarken en azından küçük kız kardeşi için uygun bir eş bulmaya kararlıdır. Böyle bir eş için yakışıklı ve zengin bir adam olan Savege Kontu münasip görülür.

Savege Kontu, Alex Savege’in ise gizli bir kimliği vardır. Kendisi saygı gören bir asilzadeyken, aynı zamanda açık denizde zenginlere kök söktüren, bölge fakirlerinin koruyucusu olmuş vatansever Korsan Kızıltaş’tır.
Korsanlık günlerini bir kenara bırakmak isteyen Savege, önüne gelen evlilik teklifine sıcak bakar. Ancak müstakbel eşiyle tanışacağı baloda, Serena’yla aynı odada yalnız kalacak ve ikisinin de hayatı tamamen değişecektir.



Elimde iki gün gezen bu kitaba da nihayet yorum yapma fırsatı buldum. Aslında kitap iki gün elimde gezmezdi ama rahatsız olduğum için böyle oldu. >.>
Kitapla ilgili görüşüme gelirsem; HOVARDA işte ya :D Ne bekliyorsunuz ki? Tam bir çapkın, her limanda bir tanecilerden işte. XD
Aslında kitaba 3,5 vermezdim ama dürüst olmak gerekirse, okumasam da bir şey kaçırmazmışım. Yazarın ilk kitabı Kapıldım Sana'ya bayılmış, hatta -özellikle ilk bölümlerden ötürü- hayran kalmıştım. Bu kitapta başlarda aynı şekilde başladı fakat ilerleyiş de bir kopukluk oldu.
Hovarda'dan bahsediyoruz ama adamın tüm hovardalığı geçmişte kalmış. Hiçbir hovardalık göremedik, kısacası.Neyse. Adamımız Alex Savage bir kont ve aynı zamanda kötü denizcilerin korkulu rüyası haline gelmiş Kapan Kızıltaş ! İki dünya arasında mekik dokuyan lordumuz, artık bu avare yaşamdan sıkılmış ve yeni bir hayata adım atmak istiyor. Özellikle de Kızıltaş'ı geride bırakmak ve umursamaz kontu aile sahibi yapmak derdinde. Ama gelin görün ki adamımızın bunun için hiç çabalamasına bile gerek kalmadan kısmet ayağına geliyor. Savege Park-Lordumuzun kırsaldaki mülkü-'ın komşularından Carlyle'ler en küçük kızlarını lorda baş göz etme derdindeler. Alex'te hazır fırsat ayağıma gelmiş diyor ve kızla tanışmayı kabul ediyor.
Hikâyemizin esas erkeği konuya böyle girerken esas kızımız da Alex'in müstakbel nişanlısının -üvey- ablacığı oluyor.
Şimdi gelelim asıl bombaya. Yukarıda da sözüne ettiğim gibi adamın HOVARDA'lığını bir iki kez görüyoruz ve o anlardan birisi de müstakbel nişanlısı ile tanışacağı sırada, kendisini onun güzel ablası Serena Carlyle ile bir odada baş başa bulur. Eh, tabi bu öyle bir karşılaş hemen skandal olsun değil. Bildiğiniz tam bir hovarda baştan çıkarmasıyla kızın adını skandallara malzeme yapacak bir karşılaşma. Ama neyse ki yakalanmıyorlar. Gerçi Alex'in de dediği gibi; "Karanlıkta yaşananlar, karanlıkta kalır." ve de kalıyor. O andan sonra ise çiftimiz arasındaki çekim Alex'in müstakbel nişanlısının tam bir hanımefendi olduğunu görmesiyle daha da artıyor. İçindeki uslanmaz HOVARDA, kendisi için bir hanımefendi değil Serena gibi bir kadın istiyor. 
Bi' de Kaptan Kızıltaş var tabi. Onu da es geçmeyelim şimdi. :D Serena'nın ise Kızıltaş'a ulaşmak için büyük bir amacı var. Babasının topraklarında kaçakcıklar genç kızları kaçırıp, zorla alıkoyuyorlar.Serena ise yıllar önce yaşadığı bir acının tekrarlanmaması için bu kaçakcılara dur demeye kararlı (!) ama ne babasından ne de denizci olan üvey abisinden bir destek göremiyor. O da çareyi Kızıltaş'ta arayınca işler iyice sarpa sarıyor. Kızıltaş'ın gemisi kendi bölgesine demirli olduğu için kaçakçılardan kimse Alex'in topraklarına veyahut oradaki halka yaklaşma hatasına düşmüyorlar ve Alex de kendi sorunu olmadığını düşündüğü kaçakçılarla uğraşmak istemiyor. En azından Alex Savage istemiyor. Fakat Kızıltaş'ın başka planları var...Alex bir yandan istemediği evliliğinden kurtulup Serena'ya sahip olmayı düşünürken bir yandan da genç kadının kaçakçılardan uzak durmasını sağlamaya çalışında ortaya güzel bir kitap çıkıyor. Ama tempo olarak aynı şeyi söyleyemiyorum.
Neden mi? Aslında kurgu güzel. Gerçi öyle çok ahım şahım veyahut farklı değil. Ama güzeldi. Sadece tempoda veya gidişatta bir sıkıntı var. Benim için. Çünkü bu tarz o kadar çok kitap okuyorum ki, beklediğimi bulamadığım kitaplar çok oluyor. Bana göre kaptanlarda en iyi yazar Johanna Lindsey'dir.

Bu yazarın kalemini sevdim ama bu kitabında pek de etkileyecek bir şey bulamadım. Seri birbirinden bağımsız olduğu için isteyen okusun diyorum. Merak ederseniz ben Kapıldım Sana'yı daha çok öneririm. O ayrı konu =)))


MY RATING: 3,5


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederim.

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS