Dengesiz Bir Aşkın Anatomisi || Duygu Özlem Yücel [İnceleme]

Orijinal Adı: Dengesiz Bir Aşkın Anatomisi
Bağlı Olduğu Seri: Tek Kitap
Yazar: Duygu Özlem yücel
Yayınevi: Destek Yayınları
Kitap Dili: Türkçe
Puanım: 5/5

"Gülümsediğini görür gibiyim. Onu hiç kaybetme olur mu?Gülümsemekten asla vazgeçme...Gözlerimi kapıyorum ve derin bir nefes alıyorum.O güzel gülümsemenin bana hayat veren mucizevi ışığı doluyor içime...Acılar kayboluyor sanki."İki Aşık ve İmkansız Bir Aşk HikâyesiKaderleri onları hiç ummadıkları anda bir araya getirdi ve beklenmeyen bir girdap onları fırtınalı aşk denizinin içine sürükledi.Bir aşk hem bu kadar gerçek hem bu kadar sırlarla dolu olabilir mi?Bir aşk hem bu kadar yakın hem bu kadar mesafeli yaşanabilir mi?Heyecan, mutluluk, karmaşa, bilinmezlik, sessizlik, kahkaha ve gözyaşı...Çünkü bir vardı, bir yoktu aşk ve... Tesadüflerin gizemi onları fırtınasına katarken onlar, korkutucu bir bilinmezliğin içine savruldular!
Kalplere iz bırakacak modern bir aşk masalı...Unutulmayacak bir ikili delilikler hikayesi...
"...Çünkü oydu her nefesim!Ve ben nefes aldıkça...
...O kokacaktı rüzgârda dalgalanan saçlarım.."

Herkese Merhaba !

Bu seneki Türk Yazar bombamı da dün patlatmış olmanın keyfiyle sabah sabah hızlı bir yoruma geçmek istedim. Normalde çok sık Türk Yazar okuyan birisi değilim. O yüzden de böyle güzel kalemleri keşfedince çok mutlu oluyorum. İşte dün gece de hem böyle bir kalemle tanıştığım için mutlu hem de böylesine perişan eden bir kitap okuduğum için berbat bir ruh halindeyim. 

Perişan eden derken kitabı kötü olarak düşünmeyin, sakın. Bilakis, o kadar ilginç bir kurgusu vardı, öyle tuhaf bir kitaptı ki, karakterler gerçek olup da karşıma geçip; "Aslı benim. Can benim." deseler şaşırmam. Zira bunun kurgu olduğuna dair şüphelerim var. Hem de çok yoğun.Çünkü yazarın kalemi çok kuvvetliydi. Bir de yazım tarzından ötürü kitabın kurgu olduğuna dair düşüncelerim sürekli bir çelişkide kalmama sebebiyet verdi.Bunun sebebi de dediğim gibi biraz yazarın anlatımı biraz da kitabın o gerçeksi kurgusuydu. Yazar anlatım olarak, -kitabın kurgusunda- Aslı'nın ağzından yaşadıklarını anlatmış. Kızımız bize hayatına giren ilk aşkını anlatıyor. Bunu da öyle bir anlatıyor ki kitabın kurgu olduğu tartışılır bir durumu çıkarıyor ortaya. Neyse.Benim sabahlayarak, -sabah 4'e kadar- okuduğum bu kitabı herkesin bir kez okuması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü eğer "ilk"ler sizin için bir anlam ifade ediyor diyorsanız, siz bir de "ilk"leri bu kitapta görün derim.

Gelelim kitabın konusuna;

Kitabımız Aslı adındaki esas kızımızın ağzından hayatını değiştiren ve ona "ilk"leri farklı yaşatan bir erkekle tanışmasını anlatarak başlıyor.

Aslı, çabuk parlayan, sabırsız ve ateşli bir kız. Üniversiteyi henüz bitirmiş -kendi değimiyle daha toy olan bu kızımız, bir iş görüşmesi için bir şirkete gidiyor ve orada bir saate yakın bekletilince de henüz 23 yaşında olmanın -tabi sürekli kitapta söylediği gibi henüz 23 olmanın verdiği delilik yüzünden- ve deli dolu çağlarının verdiği deli cesaretiyle insan kaynaklarına olan sinirini patronun odasını bulup ondan çıkarmak istiyor. İstediğini de kısmen elde ediyor.

Ama o an, Aslı ner'den bilebilir ki aslında kaderinin ona bir ağ örmeye başladığını... 

Tanıştığı bu patron, yani Can Sipahioğlu'yla o anki karşılaşması bir son olmadığı gibi daha hiçbir şey başlamadı.

Bu iş görüşmesi kızımızın siniri epey bir bozunca da en yakın arkadaşı ve onun sevgilisiyle beraber Bodrum'a tatile çıkıyor.Tatilde ne tatil. Üniversiteden yeni mezun kızımız pek bir rahat. :D Yan gel yat durumlarında ve hiçbir şeyi takmıyor. Ama kitaptaki anlatımdan zaten kızımızın, eğer o zamanlara dönebilse asla öyle davranmayacağını daha olgun biri olacağını anlayacaksınız. Zira yaşadıkları onu ister istemez olgunlaştırdı.Neyse.

Tatili böyle yan gel yat geçirirken bir gün resepsiyonistin kendisine verdi bir notla Can'ı hayatına yeniden sokuyor Aslı. Ama bu kez öyle bir bakışmayla, tanışmayla geçmiyor olay. Aslı tatili boyunca Can'la vakit geçiriyor. -Kısa da olsa- Bu sayede de birlikte oldukları zamanlar ikisi için de unutamayacakları, unutmak istemeyecekleri anılar oluşturuyor. Her ne kadar Can ciddi bir yaklaşım da bulunmasa bile, Aslı ona yavaş yavaş kapılınca her şey bir anda olup bitiyor. Aslı tatilden arkadaşlarıyla değil Can'la geri dönüyor ve bu dönüşle beraber çiftimiz çıkmaya başlıyor. 

Şimdi burada soru şu ? Kitabın adı neden "Dengesiz Bir Aşkın Anatomisi"? 

Başlarda ben bile böyle bir kurgudan nasıl bir dengesizlik çıkar merakı içerisindeydim. Hatta kitabın başlarında Aslı'nın "O günü hiç unutmuyorum..." dediği her cümlede, "Acaba psikopatın biriyle mi çıktı?" tarzında düşüncelerim oldu. Fakat ne yalan söyleyebilirim, Can mükemmel bir âşık'tı. Aslı'nın özgür ruhu fazla baskıyı kaldıramadığı için Can'ın sevgisini yeteri kadar kabullenemedi. 

Tabi Can'da suçsuz değil.Zira kitabın sonunda öğrendiklerimi düşününce, keşke daha önce söyleseydi demediğim an kalmadı.Yorumdan da anladığınız üzere burada "arıza" olan aslında Can. Ama adamımızın öyle bir durumu var ki bu hallerine şükür demek lazım.Çünkü Aslı'ya fiziksel olarak asla ama asla zarar vermiyor.Böylesi bir çıkmazın içinde olmasına rağmen onu her zaman el üstünde tuttu. Tek bir farkla.Hayatının Aslı'dan öncesine dayanan zamanına onu dahil etmedi/etmek istemedi.Bu da kitaptaki inişli çıkışlı aşkın temel sebebi oldu. Gerçi böyle âşık bir adamın sevdiğine zarar verdiğini değil düşünmek o düşünceye aklımda yer bile veremiyorum. O kadar sevgi doluydu yani. 

Aslı'nın kitapta yaşadıklarının temeli Can'ın hayatına asla resmen dahil olamamasından kaynaklanıyor. Çünkü Can çift taraflı bir dünya kurmuş kendisine. Aslı'dan önce ve Aslı'dan sonra...

Her ne kadar Aslı'dan öncesini Aslı'yı tanıdıktan sonra değiştirmek için çabalamış olsa da, kaderi bir kere çizilmiş. Ne kadar uğraşsa bile beceremedi.

İşte bu kitabın da böyle çalkantılı, aşk dolu, inişli çıkışlı bir kurgusu vardı. Ve ben, bu kitaba kesinlikle bayıldım.Kolay kolay kitap övmediğimi de düşünürsek, mutlaka alınmalı. Her ne kadar sonunda sizi perişan edecek, içiniz çıkana kadar ağlatacak olsa bile...

MY RATING: 5