Fırsatçı || Tarryn Fisher - Kitap Yorumu

26 May 2013



Orjinal Adı: The Opportunist
Edisyonu: Fırsatçı
Bağlı Olduğu Seri: Love Me With Lies  #1
Yazar: Tarryn Fisher
Yayıncı: Aspendos Yayınları
Goodreads Puanı:  4.25

Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki her şey ilk aşkının peşinden gelir.

Her fırsattan istifade etmesiyle bilinen sivri dilli Olivia Kaspen, akılsızca çekip gitmesine izin verdiği eski erkek arkadaşı Caleb Drake ile şans eseri karşılaşınca kendisini ilk aşkıyla ikinci bir şans isterken bulur.

Caleb’ın hafızasını kaybettiğini öğrenen Olivia, onu geri kazanmak için ne kadar ileri gidebileceğine karar vermelidir. Ancak gerçek kimliğini ve kötü geçmişlerini gizli tutmaya çalışan Olivia'nın en büyük engeli Caleb'ın kurnaz yeni kız arkadaşı, Leah Smith'tir.
Böylece bu iki hırslı kadın arasında kendilerini hatırlamayan bir adamı elde etmek için girdikleri vahşi bir mücadele başlar. Ama çok geçmeden Olivia, bir zamanlar kendisinin olanı almak için savaşırken yalanlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır.


Peki, aşk her şeyi affeder mi?


**********
Şu anda bu yorumu gecenin 2:30'uğunda yapıyorum. Neden mi? Zira o kadar doldum ki, patlamak üzere gibi hissediyorum kendimi. Yani bu kitabın gece gece bende bıraktığı etkiyi kelimelere bile dökmekte zorlanıyorum. Kitabın kurgusunun mükemmel olduğunu söylemekle başlayacağım önce. Çünkü ilerisinde kitapla ilgili sinirimi zıplatan kısımları sizlerle paylaşırken kitabı kötü sanmanızı istemem sadece beklediğinizden daha farklı şekilde kurgulandığına emin olabilirsiniz. Özellikle de o sonu ! Kesinlikle alışılmışın dışında bir kurgu ve son okumak istiyorsanız işte size harika bir kitap ! Şu okuma hevesimin yaz havalarına kurban gittiği bugünlerde bana bir gecede hem okuma hevesimi geri verdi hem de sabrımı sınamasına rağmen aklımda yer edecek bir kitap oldu.


Klasik bir yorum girişi olacak ama bu kitaba nasıl yorum yapacağımı gerçekten bilmiyorum. O  kadar çalkantılı ve inişli çıkışlı bir romandı ki, merakıma yenilip de o, sonuna nasıl bakmadan okudum hâlâ inanmakta zorlanıyorum.Aslında böyle bir düşünce aklımdan geçmez normal şartlarda. Ama bu kitabı normal kitaplar kategorisine koyamadığım için normal şartlarıda buna uygulayamıyorum. Sonuna kadar kendimi tutup, "Sabır, Ebru! Senin öyle huyların yok.Bitti bitecek, öğreneceksin az kaldı." gibi cümlelerle kendimi avuttum ama sonuna gelene kadar ne çektim bi' ben bilirim.
Şimdi bu yazıyı okuyanların aklında kitabın nesi varda bu kadar çabuk bitsin istedi gibi düşünceler geçtiğinden eminim. Tekrar altını çizmek istiyorum ki, kitap kendi kulvarında bence mükemmeldi! Fakat bu gerçek kitabın sizi okurken sinir etmeyeceği anlamına gelmiyor. Hele ki böyle sıradışı şekilde ilerliyorsa...

Kitabımız Caleb Drake adında zengin ve popüler -aynı zamanda basketçi- bir lise öğrencisinin okulundaki inek ama görünmez kızlardan birisi olan Olivia Kaspen adında bir kıza âşık olmasıyla başlıyor. Ve ben hemen araya şu sözü sıkıştırmak istiyorum; "Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki herşey ilk aşkının peşinden gelir."


Bunu neden araya sıkıştırdığımı merak ediyor olabilirsiniz ama bence bu kitabı en iyi bu cümle özetliyor. Bir ilk aşkın nerden nereye geldiğini, insanı nerelere getirdiğini ve daha da önemlisi asla bitmediğini kitapta öyle bir işlemiş ki yazarı bi' yerden sonrasını soluksuz okudum. Caleb'ın Olivia'ya olan aşkı, Olivia'nın sevmeyi bilmeyen bencilliği ve bunlara işler ilerledikçe karışan Caleb'ın nisaşnlısı Leah'da eklenince çok ilginç bir kitap çıkıyor karşınıza.

Şimdi bir bakalım, yıllar önce kendin ettin kendin buldun değimiyle sevgilinden oluyorsun ve 3 yıl sonra -ne hikmetse artık- kaderin cilvesi sizi tekrar bir araya getiriyor. Ama durun ! Asıl bomba şu ki, sevgiliniz hafızasını kaybetmiş ve hiçbir şey anımsamıyor. Peki üç yıl önce kaybettiğiniz şansı tekrar yakalamak ister miydiniz?

Son 30 Sayfadaki Halim !
İşte Olivia'nın Caleb'ı hayatına yeniden sokması böyle başlıyor. Adamımız geçirdiği bir kazada hafızasını kaybediyor ve kader çiftimizi tekrar bir araya getirdiğinde Olivia içindeki bencil benliğine yenilerek Caleb'e yeniden yalanlarına boğuyor. Ama belkide kendisi bambaşka yalanlara boğuluyor kimbilir değil mi?
Kitap iki zamanlı işlenmiş.Adamımız geçmişi anımsamadığı için Olivia'nın geçmişi hatırlayıp bize de eksik parçaları anlattıktan sonra günümüze dönmesiyle kurgulanmış kitabımız.Ve geçmişte yaşadıklarını okuduğunuz her bölümde Olivia'dan tüyleriniz diken diken olacak kadar nefret ediyorsunuz fakat yazarın sonlarına doğru kurgusunu 360 derece döndürmesiyle bu kişi Caleb oluyor.Veyahut ikiside demek daha uygun olacak. Zira her ikiside birbirinde asla kapatılmayacak yaralar açmışlar.Ama siz bu yaraları kitabın sonlarına doğru tam olarak öğreniyorsunuz ve bu da heyecan dorukta bir okuma sunuyor. Hele hele son 30 sayfada resmen tüylerim diken diken oldu ! Öyle ki, kızın salaklığına sinirlendim, çocuğun kibrine öfkelendim derken kitap bambaşka bir yol aldı...

"Bence bir kere kalbini verdin mi bir daha geri alamazsın. Geri kalan hayatında sadece kalbin sendeymiş gibi yaparsın." - Noah

Yemin ediyorum başlarda sadece bir eski sevgilinin, hafıza kaybını fırsat bilip eski erkek arkadaşını geri almak istemesini okumayı bekliyordum -ki öyle başladı zaten. Ama ilerledikçe ve olaylar bir bir açıklığa kavuştukça kitabın akışı bambaşka bir hal aldı. Allah'tan sonunda -bakış açısına göre değişse de- güzel bitti. Noah'ı daha çok görmek isterdim aslında ama,  o da bu kurguyu öldürdü :D

Bu yüzden bu kitapla iligi vereceğim okuma önerisi ancak; sinir katsayınız sağlamsa başlayın okumaya tarzında olur. Çünkü merakınıza yenilip de o son sayfaları okumamanız işten bile değil !


MY RATING:



Fırsatçı|| Fanbar
Fırsatçı|| Fanbar


1 yorum:

  1. hheeyy çokk güzel anlatmışsınn (:
    ama sanırım bu kitabı okumasam daha iyiiii :)

    YanıtlaSil

Yorumunuz için teşekkür ederim.

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS